Fatma Şengül’ün Kızı Açelya Şengül İle Röportaj
HABER RÖPORTAJ DÜZGÜN URAY-Türkiye’nin yıllardır gündeminden düşmeyen konularından biri de hiç şüphesiz kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet içerikli girişimlerin hız kesmeden devam etmesi. Takvimler 30 Mart 2019 tarihini gösterdiği gün Fatma Şengül İstanbul Maltepe’de evinin önünde iş arkadaşı Zeynel Akbaş tarafından silahla öldürüldü. Fatma Şengül son yıllarda işlenen kadın cinayetlerine kurban gidenlerden sadece biri olarak hafızalarda kalacak. Menemen Postası olarak 2019 yılında cinayete kurban giden Fatma Şengül’ün geride bıraktığı kızı Açelya Şengül ile annesini, mahkeme sürecini ve kadın cinayetlerini konuştuk.
Röportaja Fatma Şengül cinayetinin mahkeme sürecini ve süreç sonrası çıkan karara göz atarak başlayalım istedik.
Fatma Şengül’ün katili için yeni karar; Katile verilen haksız tahrik indirimi kaldırıldı.
İstanbul Maltepe’de 30 Mart 2019 tarihinde sabah saatlerinde Fatma Şengül’ü evinin önünde silahla öldüren iş arkadaşı Zeynel Akbaş, oy çokluğu ile “Haksız tahrik indirimi uygulanarak” 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
İNDİRİM KALDIRILDI, MÜEBBET VERİLDİ, KARARA MUHALEFET ŞERHİ
İstinaf Mahkemesi’ne taşınan davanın duruşması 22 Şubat’ta İstanbul 1. Bölge Adliyesi’nde görüldü.
Muhalefet şerhinde, olay günü sanığın daha önceden temin ettiği silahla Fatma Şengül’ün evinin önüne geldiği, evden çıkışını beklediği ve Fatma Şengül’ün evden çıktıktan sonra yanına giderek 4 el ateş ederek öldürdüğü ifade edildi. Şerhte, sanığın “Tasarlayarak öldürme” suçundan cezalandırılması gerektiği belirtildi.
İstinaf mahkemesi Fatma Şengül’den sanığa yönelen herhangi bir haksız davranışın bulunmadığına kanaat getirerek sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtti. Sanığın “Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildi.
D.U- Olay gününü anlatır mısınız?
A.Ş-Olay 30 Mart 2019 tarihinde saat 08.15 sıralarında oldu, Annem beni öptü ve evden çıktı. Uyku uyanıklık hali arasında iki el silah sesi ve bir ah çığlığı duydum. Cama doğru koşarken, iki el silah sesi daha duydum. O sırada komşumuz bana bağırdı koş koş annen düştü.
Annem silah sesinden çok korkardı. Bende korkup bayıldı diye düşündüm. O sırada komşumuz bana bağırdığı için katil komşumuza silahı doğrulttu. Üzerinde çok kalın ve büyük beden bir kaban, kalın bir atkı ve şapka vardı. Merdivenlerden annemin yanına inerken annemin yerde yattığını gördüm. Yanına gittiğimde annem kanlar içindeydi. Kalk anne, kalk silah patladı. Korkma bir şey yok dedim. Başı sağ tarafa doğru bakıyordu başını bana doğru çevirdi ve son nefesini verdi. O sıra da benim çığlığım ve insanların toplanmasıyla katil, bir sokak aşağıda kendini koltuk altından yaraladı. Çünkü Gülsuyu gibi bir ilçe’de, sokak ortasında bir kadını öldürüp, sağ çıkamayacağını biliyordu. Bunun bile planını yapmış. Ben buradan Fatma’yı öldürdükten sonra nasıl sağ çıkarım? Çünkü kendini öldürmek isteyen koltuk altına değil kafasına sıkardı.
D.U-İlk karar duruşmasından önce çok umutluydunuz indirim kararından sonra neler hissettiniz?
A.Ş- Cinayetin tasarlanmış bir cinayet olduğu o kadar belliydi ki, avukatımla devamlı bu davadan müebbet çıkar, biz ağırlaştırılmış müebbet için istinafa başvururuz diye konuşuyorduk. Katil Zeynel Akbaş’ın verdiği ifadelerin hiç biri diğerini tutmuyordu. Çünkü Zeynel o gün elinde silahı, cebinde yedek 11 mermisiyle gelmiş ve yukarı aşağı yürüyerek annemin evden çıkmasını beklemiştir. Anneme önce iki el, sonrasında ise, öldüğünden emin olmak için başına giderek iki el daha ateş eden biri nasıl olur da pişmanım dediğinde inanılır? Tamamen hayal kırıklığı yaşadım. Ne adalete inancım kaldı, ne de annemin mezarına gitmek için yüzüm kaldı. Bu noktada bir söz verdim; “Anne adaletini sağlamadan mezarına gelmeyeceğim diye”.
D.U-İstinaf mahkemesinde katile verilen indirimin kaldırıldı ve müebbet hapis cezası verildikten sonra neler hissettiniz?
A.Ş– Ne ceza verirlerse versinler, annemin kokusunu getirir mi bana tekrar? Kahkahasını duyabilir miyim? En ağır cezayı da verseler, ben bir daha asla anneme sarılamayacağım. Ama verilen bu cezalar bir nebzede olsa yüreğimizin yangınını hafifletiyor.
Zaten verilmesi gereken cezaları tırnağımızla kazıya kazıya alıyoruz adalet saraylarından. Verilmesi gereken ceza bu da değil, her zaman söylediğim gibi ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Yine de bu karardan sonra, annemin mezarına gidebilmiş olmamın huzuru vardı içimde. Tam 690 gün adalet için mücadele ettik. 690 gün sonra acımı yaşamama izin verdi adalet sistemi.
D.U-Anneniz nasıl biriydi?
A.Ş– Annem bol kahkahalı, hayatı, yaşamayı ve her kötülükten iyilik çıkarmayı bilen, her soruna kolayca çözüm yolu bulabilin biriydi.
Annem 20 yıl boyunca çocuklarına hem anne hem baba olabilmiş emekçi bir kadındı. Hayatının belli bir dönemini kanserle savaşarak geçirmiş ancak kanser ne ki? Ben onu yenerim diyerek resmen kanserle dalga geçmiş ve ameliyata rujunu sürerek girecek kadar da motivasyonu yüksek bir insandı. Kemoterapi ve ışın tedavisi aldığı o yorucu dönemde bile işine gitmiş, hayattan asla geri kalmayan aynı zamanda dans kursuna ve örgü kursuna giden, enerjisiyle herkesin başını döndürebilecek güce sahip bir kadındı annem.
D.U- Hiç pes etmeden mücadele ettiniz bu mücadelede en çok desteği kimlerden aldınız?
A.Ş- Pes etmeden mücadele ettim, ettik. Çünkü biliyorum ki, bu ülkede kadınlar öldürüldüğünde dahi suçlular kadınlar oluyor. Gitmeseymiş, yapmasaymış. Mahkeme salonlarında failler değil, bir daha asla konuşamayacak kadınlar yargılanıyor. En çok desteği yorulduğumda yorulmama müsaade etmeyen, hadi Açelya biz yanındayız diyen kadınlardan aldım.
D.U-Annenizin mezarına iyi bir karar almadan gidemediğinizi söylemiştiniz. İndirimin kaldırılması ardından annenizin mezarına gittiğinizde neler hissettiniz?
A.Ş– Anneme verdiğim sözü tuttum. Anne bize bunu yaşatandan hesap soracağım dedim ve sordum. Anne canının acıdığı o çığlığının hesabını soracağım dedim ve sordum.
Anneme vermiş olduğum sözleri tutmanın rahatlığıyla gittim oraya. 690 gün sonra ilk defa annemin mezarının taşını öptüm.
Verilen müebbet hapis cezasına karşı, şimdi davayı Yargıtay’a taşıdık. Katiller en ağır cezayı alana kadar annem ve diğer bütün kadınlar için sesimi çıkarmaya devam edeceğim. Mücadelemiz korkan, korkutulan, mücadele etmekten çekinen bütün kız kardeşlerime örnek olsun.