Mutfak Kültürü ve Yemeklerin Dili
Her gün yediğin yemeğin nereden geldiğini ve hangi kültüre sahip olduğunu merak ettin mi? veya Dünyanın farklı yerlerinden insanların neden farklı yiyecekler yediğini düşündünüz mü? Mutfak kültürü ve geleneklerinin neden önemli olduğunu kendinize sordunuz mu? Avrupa’da, Ortadoğu’da, Türkiye’de bir çok lezzetler bulunuyor.
Kültürlerin, yemek hazırlamanın ve yemenin ayrılmaz parçaları olduğunu biliyoruz. Kültürlerimizden koptukça aslında sağlığımızı da kaybediyoruz. Yoğun bir hayat temposu içerisinde gerek iş baskısı, ekonomik sorunlar ve zorluklar birlikte yemek yemeyi ve mutfak kültürünü de yok ediyor. Yemeğin insanlar arasında oluşturabileceği bağlantılar göz ardı ediliyor. Aslında dünya her geçen gün küreselleştikçe, farklı kültürlerden mutfaklara erişmek çok daha kolay hale geldi.
Genç nesillere nasıl yemek pişirileceğini ve yemekle nasıl etkileşime gireceğini öğretmek için zaman ayrılmadığında kültürleriyle etkileşime giremeyeceği gibi geçmişle de bir bağ kuramazlar. Yiyecek paylaşmanın bireyler, aile veya insan grupları üzerindeki duygusal etkisi göz ardı edilemez. Samimi ilk buluşma, aile kutlaması, iş yemeği veya büyük bir festival etkinliği, ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olur ve geleneksel yiyeceklerle birleştirildiğinde kültürel kimliği güçlendirir. Her yemeğin ait olduğu kültürde özel bir yer vardır. Yemek kültüre açılan bir portaldır ve bu şekilde ele alınmalıdır.
Türk mutfağı, Fransız ve Çin mutfaklarıyla birlikte dünyanın en önemli mutfaklarından biridir. Orta Asya’dan getirilen kültürün Anadolu’nun yerli halklarının kültürleriyle kaynaşmasıyla ortaya çıkmış, harika bir mutfak oluşmuştur. En eski Türklerden, yani Orta Asya bozkırlarında yaşamış ve bin yıl önce Anadolu’ya göç etmiş atalarımızdan bugüne kadar gelen yemek kültürü Anadoluda hala kültürünü sürdürmektedir.
“Mutfak” kelimesi Arapça “matbah”tan dilimize geçmiştir. Mutfak yerine daha önce, “aş ocağı, aşlık, aş evi, aş taamı” kelimelerini kullanılırdı. Başlıca geçim kaynağı hayvancılık olan atalarımız, sürülerine iyi otlaklar bulmak ve zorlayıcı doğa koşullarında ayakta kalabilmek için belirli sınırlar içerisinde oradan oraya göç etmişlerdir.
Yaşam tarzlarını belirleyen hayvanlar, elbette beslenme biçimlerini de belirlemişti. Ağırlıklı olarak et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri tüketirler, fakat sebze ve meyve yetiştirmesini de bilirlerdi.Tahıllar ve meyvelerden yapılan içecekler günümüze kadar gelmiştir. İslâmiyetin yaygın olarak kabul edilmesinden sonra yeme içme alışkanlıklarımızda bazı değişiklikler olsa da en eski yiyeceklerimiz büyük ölçüde varlığını korumuştur. Yeme-içme kelimelerini bir arada kullanmamız Uygurlardan bize miras kalmıştır. “yegü-içkü” bazen de “aş içkü”
Anadolu’nun mutfak kültürü diğer milletler tarafından da göz önünde bulundurulmuştur. Bütün dünya tarafından Türk mutfağı merakla takip edilmiş ve en büyük milletler tarafından örnek alınmış; içerisinde herkes, kendine ait bir parça mutlaka bulmuştur.
Yaşar METE
Seç-Tart Restaurants Genel Koordinatörü
TÜDAP Genel Başkanı
İnstagram:chefyasarmete / yasarrmete