PKK’nın ‘Fesih’ Açıklaması: Bir Maskeli Barış Hamlesi mi, Yoksa Yeni Bir Terör Dönemi Mi?

Terör örgütü PKK, 12. Olağanüstü Kongresi’nde silahlı mücadeleyi sona erdirme ve örgütsel yapıyı feshetme kararı aldığını duyurdu. Ancak uzmanlar, bu açıklamanın samimiyetinden çok, taktiksel bir manevra olduğunu ve Türkiye için büyük bir tuzak oluşturduğunu belirtiyor. PKK’nın yıllardır devam eden kanlı eylemlerinin ardından böylesi bir açıklamanın, sadece siyasi bir maske takma girişimi olduğunu söyleyen güvenlik analistleri, bu sürecin hiç de “barış” ile ilgili olmadığı konusunda uyarılarda bulunuyor.

Gerçekten Sona Erdi Mi, Yoksa Başka Bir Aşama Mı Başlıyor?
PKK’nın fesih kararını “tarihi bir dönüm noktası” olarak nitelendirmesi, başta hükümet ve güvenlik güçleri olmak üzere pek çok kesim tarafından şüpheyle karşılandı. Güvenlik uzmanları, örgütün silahlı faaliyetlerini sona erdirme kararının “geçici bir stratejik duraklama” olduğu ve farklı yapılar altında yeni bir savaş yürütecekleri yönünde kaygılarını dile getiriyor. PKK’nın başını çektiği terör örgütlerinin, tarihsel olarak hiçbir zaman bir “barış” sürecini kabul etmediği, aksine farklı isimler ve yapılarla karanlık ajandalarını sürdürdüğü unutulmamalıdır.

Öcalan’a Bağlılık: Maskeli Bir Demokrasinin İnşası mı?
Abdullah Öcalan’a atfedilen “rehberlik” ve “demokratik siyaset” söylemleri, örgütün yıllardır uyguladığı terör yöntemlerinin hemen bir gün içinde silinmeyeceğini bilen uzmanları şaşırtmıyor. PKK’nın silahlı eylemlerinin sona erdirileceği açıklaması, aslında örgütün, şehirlerdeki illegal yapılanmalarını yasal bir zemin üzerinde büyütmeye çalıştığını gösteriyor. “Demokratik siyaset” maskesiyle, Türkiye’nin demokratikleşme çabalarına zarar vermek ve halkın desteğini kazanmak hedefleniyor.

Halkın Barışı İçin Bir Tuzak: Şehit Ailelerinden Tepki
Binlerce şehit ailesi, PKK’nın bu açıklamalarına büyük öfke gösterdi. Terör örgütünün yıllarca süren yıkıcı faaliyetleri ve onca kaybın ardından yapılan bu açıklamaların barışı getirmeyeceği, aksine yeni bir tuzak kurmaya yönelik olduğu görüşü hakim. Şehit aileleri, “Örgüt yıllardır canımızı aldı, şimdi ise barış söylemleriyle bu yıkımı örtmeye çalışıyorlar. Gerçek hesaplaşma olmadan, bu açıklama sadece bir aldatmacadır” diyerek, örgütün geçmişteki eylemlerinden hesap sorulmadan barışın sağlanamayacağını belirtiyor.

Yeni Bir Kaos Dönemi: PKK’nın Fesih Kararı Ardında Gizli Tehlikeler
Uzmanlar, PKK’nın fesih açıklamasının aslında Türkiye’yi yeni bir kaos ortamına sürüklemeye yönelik bir taktiksel hamle olduğunu belirtiyor. Örgüt, yıllardır kurduğu ve yönettiği derin yapılar sayesinde büyük bir tehdit oluşturuyor. Dağ kadrosundaki militanların şehirlerdeki illegal yapılanmalarla işbirliği yaparak, bölgesel ve ulusal güvenliği tehdit etme olasılığı oldukça yüksek. PKK, fesih kararını alırken, sadece silahlı mücadeleyi sonlandırmayı değil, aynı zamanda daha karmaşık ve daha tehlikeli bir sivil direniş sürecini başlatmayı amaçlıyor olabilir.

Türkiye’yi Uluslararası Arenada Çalıştırmaya Çalışan Bir Hamle
Uluslararası arenada “demokratik çözüm” çabalarına vurgu yapılarak, PKK’nın kendisine yeni bir siyasi meşruiyet kazanmayı hedeflediği açıkça görülüyor. Bu, Türkiye’nin dış politikada daha fazla baskıya uğramasına neden olabilir. PKK, bölgesel ve küresel çapta etkili olabilmek için, Avrupa’daki bazı sol grupları ve insan hakları savunucularını yanına çekmeye çalışacaktır. Türkiye’nin terörle mücadelesine uluslararası anlamda müdahale etmek, PKK’nın son yıllardaki stratejik hedefleri arasında yer alıyor.

Sonuç: ‘Fesih’ Gerçekten Gerçekleşiyor mu?
PKK’nın fesih açıklaması, hiçbir şekilde silahlı mücadelenin son bulacağına işaret etmiyor. Bu açıklama, örgütün stratejik olarak geri adım attığı izlenimini yaratmaya yönelik bir taktik hamle. Türkiye için bu süreç, sadece terörle mücadele değil, aynı zamanda ulusal güvenliğin korunması açısından çok daha derin bir sınav olacaktır. PKK’nın bu manevrasına aldanmak, uzun yıllar süren terörün son bulduğunu düşünmek, ülkenin geleceğini tehlikeye atmak anlamına gelir.